El Üstünden Kalp Anjiyosu

Bursada İlk; El Üstünden Kalp Anjiyosu

Koroner Anjiyografi; kalbin damarlarının görüntülenmesi ve kalp damar hastalığı tanısında altın standart dediğimiz kesin tanı tanı yöntemi olarak uzun yıllardır kullanılmaktadır. Tanı testi olması yanında darlık bulunan damarlara müdahale şansı da olması sebebiyle ayrıca tedavi yöntemidir. Önceleri kasık bölgesinden atardamara girilerek yapılan bu işlem son birkaç yıldır giderek artan oranda kol ve el bileğinden de yapılabilmektedir. Lokal anestezi eşliğinde 5-7 dk gibi bir sürede yapılan kalp anjiyografisi neticesinde yine aynı yerden devam edilerek kalp damarları açılabilmektedir. El bileğinden yapılan Kalp anjiyo işlemleri daha konforlu olup, kum torbası zahmeti olmadan hasta hareket edebilmekte, lavabosunu kullanabilmekte ve 2 saatlik bir sürede taburcu olarak günlük hayatına dönebilmektedir. Hatta masa başı çalışanlar için öğleden sonra işine dönebilme imkanı da sunmaktadır.

Günümüzde hastanın komforu ve güvenliği açısından El bileğinden sonra El Üstünden Kalp Anjiyografisi yapılmaya başlanmıştır. El üstünden yapılan işlemde el bileğinde benzer şekilde kum torbası ve hastanın sırtüstü yatma zahmeti olmadan hastaya rahatlık sağlayan bir işlem olması yanında Kanama oranlarının daha az olması, Sinir hasarı gibi komplikasyonların daha düşük olması en büyük avantajlarıdır. Bu sayede hastalar çok daha kısa sürede, kanama riskli daha düşük olarak ve daha az bası uygulama gerekliliği ile erkenden taburcu olabilmektedir.

Kalp Yetersizliğinde Tedavi

Kalp yetersizliği tedavisinde erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Günümüzde hekim-hasta işbirliği ile pek çok kalp yetersizliği hastası normal günlük yaşamlarını devam ettirebilmektedir.
Kalp Yetersizliği tedavisi çok aşamalı olup, bunlar:

Yaşam Tarzı Değişiklikleri
1) Kilo verilmesi ( Hem kalbin iş yükünü azaltmak hemde ödemler açısından kilo takibi önerilir)
2) Tuz tüketiminin kısıtlanması [Kalp yetersizliği hastasının günlük tuz tüketimi 2-3 gramı (2 silme çay kaşığı) geçmemelidir.]
3) Sıvı alımının kontrolü (Çoğu kalp yetersizlikli olgu için bu miktar günde 1.5-2 litre arasında değişir.)
4) Alkol alımının kısıtlanması (Alkolün günlük 1-2 kadehten fazla tüketilmemesi önerilir. Eğer kalp yetersizliğine bağlı ciddi belirtiler varsa alkol alımı tamamen kesilmelidir.)
5) Yağ ve kolesterol alımının azaltılması
6) Fiziksel aktivite ( Hastanın kendini zorlamadan hergün uygun hava sıcaklığında ve yemeklerden 1-2 saat sonra yürüyüş şeklinde düzenli fiziksel aktivitesi önerilir)
7) Sigaranın bırakılması

İlaç Tedavileri
Kalp Yetersizliğinde hastanın şikayetlerinin gerilemesi, günlük aktivitelerinin yerine getirebilmesi ve hastalığın ilerlememesi için birden çok sayıda ilaç grubu bulunmaktadır. Hastanın mevcut durumu, şikayetleri, ek hastalıkları göz önüne alınarak Hekim tarafından ilaç tedavileri başlanır. Kontrollerde bu ilaçlara ilave, doz artırma azaltma veya çıkarma duruma göre karar verilir.
Kalp yetersizliğinde kullanılan belli başlı ilaç grupları şunlardır;
• ACE inhibitörleri (anjiyotensin dönüştücü enzim engelleyicileri) ve ARB (anjiyotensin reseptör bloke edicileri)
• Beta- blokerler
• Digoksin
• Diüretikler
• Aldosteron antagonistleri
• Grip Aşısı

Koroner Balon/Stent veya Operasyon
Kalp damar hastalığı olan hastalarda tıkalı damarlar açısından koroner balon/stent veya bypass operasyonu ile müdahale edilmesi , kalp kası fonksiyonlarını arttırabilmekte ve hastalığın gidişatını iyileştirebilmektedir.

Kalp Pilleri (Pacemaker)
Kalp boyutlarında, ritminde ve Ekg sinde belirli bulguları olan hastalara kalıcı pacemaker (pil) tedavisi uygulanabilmektedir. Hastanın ve hastalığın durumuna göre belirlenen bu pillerden şoklama özellikli olanlar kalp yetersizliği hastalarında ritm bozukluğuna bağlı gelişen ani ölümleri azaltmak için kullanılabilmektedir. Sağ ve sol kalbi etkileyen biventriküler piller ise kalp fonksiyonlarını belirli hastalarda arttırarak fonksiyonel kapasite ve hastanın günlük yaşamını daha iyi hale getirebilmektedir.

Kalp Destek Cihazları
İleri evre kalp yetersizliği olup kalp nakli bekleyen hastalarda dışardan kalbi destekleyen cihazlar takılarak nakil için zaman kazanılabilmektedir. Ancak bu yöntem sadece nakil sırasındaki hastalarda uygulanmaktadır.

Kalp Nakli (Transplantasyon)
Ciddi kalp yetersizliğinde, tüm tedavi seçenekleri artık etkisiz kalıyor ve kalp organların beslenmesini sürdüremeyecek derecede pompa performansını yitirdiyse kalp transplantasyonu operasyonu gündeme gelir. Kalp transplantasyonu, kalp yetersizliği tedavisinde en son seçenektir. Bunun için hem kalp yetersizliği bulunan kişinin bu ameliyata uygun bir aday olması hem de verici kalbinin de nakledilecek kişi için uygun şartları taşıması gerekmektedir.

Kalp Yetersizliği Belirtileri Nelerdir?

Nefes darlığı: Kalp yetersizliğinin ilk dönemlerinde sadece yokuş ve merdiven çıkma gibi efor gerektiren durumlarda görülen nefes darlığı, ilerleyen evrelerde günlük aktivitelerde bile kendini gösterir.
Ödem: Kalbin yeterince kan pompalayamaması ve bunun sonucunda vücutta aktifleşen hormonal değişiklikler sıvı tutulması ve ödeme neden olur. Önce ayak ve ayak bileklerinde belirginleşen bu ödem şiddetlendikçe karın bölgesine kadar çıkabilir. Tüm vücutta olduğu gibi akciğerde de sıvı birikimi olabilir. Bu da var olan nefes darlığını şiddetlendirir.
Sırtüstü yatmakla nefes darlığı olması: Ortopne denilen bu durum kalp yetersizliği için oldukça önemli bir bulgudur. Kişi sırtüstü yatmaya çalışınca ciddi nefes darlığı çeker. Bundan dolayı genellikle yüksek yastıklarla veya dik pozisyonda uyumaya çalışır.
Gece uykudan uyandıran nefes darlığı: Bu durumda kişi uyurken ciddi bir nefes darlığı hissederek uyanır. Bir süre ayakta durunca şikayetleri geriler.
Sırtüstü yatmakla tetiklenen öksürük: Kişi gece sırtüstü yattığında başlayan kuru öksürük olur. Şikayetler şiddetlenirse pembemsi bir balgam görülebilir.
Efor kapasitesinde azalma: Bazen kişiler tarafından ilk farkedilen belirtidir. Kişinin daha önce rahat yapabildiği aktiviteyi yapamaması bunun en tipik örneğidir.
Diğer kalp yetmezliği belirtileri;
• Karın boşluğunda sıvı birikmesine bağlı karın şişliği
• İştahsızlık ve bulantı
• Konsantrasyon güçlüğü
• Hızlı ve düzensiz kalp atışları
• Gece idrara çıkma
• Halsizlik ve yorgunluk.

Kalp Yetersizliği Nedenleri?

Kalp Damar Hastalıkları: Kalp Yetersizliğinin günümüzde halen en sık sebebi kalp damar hastalıklarıdır. Kalp damar tıkanıklıkları, geçirilmiş kalp krizleri kalp kasında harabiyete neden olarak kalbin pompalama gücünde kayıplara neden olmaktadır.
Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon): Günümüzde toplumun nerdeyse 1/3 ‘ünde görülen yüksek tansiyon hastalığı, kalbin kanı pompalaması önünde bir basınç oluşturduğundan kalbi zorlamakta sonrasında kalp kası kalınlaşmaktadır. Uzun süreli yüksek tansiyon değerleri devam edince artık kalp kası haraplanmakta ve kalpte büyüme meydana gelmektedir.
Kalp Kapak Hastalıkları: Kalp kapaklarında doğuştan veya sonradan oluşan darlık yada yetersizlik tablosu, kalp içerisindeki basınçları değiştirmekte ve sonuçta kalpte büyümeye neden olabilmektedir.
Kalp Kasının Kendi Hastalıkları: Çok sık görülmese de kalıtsal yada sonradan ilaçlar, enfeksiyonlarla gelişebilen kalp kası hastalıkları da kalp yetersizliğine neden olabilmektedir.
Ritm bozuklukları: Uzun süreli ritm bozuklukları kalpte büyümeye neden olabilmektedir.
Diğer Nedenler: Guatr , Şeker Hastalığı, Yaşlanma Kalp yetersizliğine neden olabilen diğer durumlardır.

Kalp Yetersizliği Nedir?

Kalp Yetersizliği, kanın vücuttaki organlara ihtiyaç duydukları yeterli kanı gönderemediği bir klinik tablodur. Neticede yeterince kanlanamayan organ fonksiyonlarında yetersizlik ve işlev kaybı ile yaşam kalitesi azalmakta,hatta ölümle sonuçlanmaktadır. Kalp Yetersizliği çok geniş bir kitleyi etkileyen toplumsal bir sorun ve hastalık olup, bugün için Avrupa ülkelerinde 15 milyon, Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 milyon, ülkemizde ise 2 milyon kalp yetersizliği hastası bulunmaktadır. Bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2-3 kat artacağı öngörülmektedir. Beş yıl boyunca takip edilen bir Kalp Yetersizliği hastasının bu süre zarfında en az bir kez hastaneye yatma oranı %83 iken, birden fazla yatış ihtimali %67’dir. Hastaneden taburcu olduktan sonra %20 hasta 30 gün içinde, %50 hasta 6 ay içinde tekrar hastaneye yatmak zorunda kalmaktadır.
Kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların seyirleri de kötüdür. Güncel kayıt çalışmasında hastaneye yatış gereksinimi olan Kalp Yetersizliği hastalarında ölüm oranı %17.4’tür. Aşikar Kalp Yetersizliği’nde sağkalımın günümüzde modern tedavi olanaklarına karşın bazı kanserler kadar (örneğin 5 yıllık sağkalım barsak kanserinde yaklaşık %16) , hatta bazılarından daha kötü (örneğin 5 yıllık sağkalım meme kanserinde yaklaşık %87, prostat kanserinde yaklaşık %85) olduğu bilinmektedir.

EL Bileğinden Kalp Damarları, Bacak Damarlarının Anjiyografisi ve Avantajları

  • Radial ( El bileğinden) Kalp ve bacak damarlarının anjiografisi; el bileğinde bulunan 2 atar damardan biri olan radial arter kullanılarak sadece o bölgenin uyuşturularak yapılan bir işlemdir.Avantajları:
    • Hasta anjiyografi sonrası hemen ayağa kalkabilir. İşlemden 2 saat sonra işine veya evine gidebilir.
    • Hastanın uzun süre yatması gerekmediğinden özellikle bel fıtığı, eklem ağrısı olan hastalarda büyük konfor sağlar.
    • Hasta için çok daha konforludur. Kasıktaki gibi kum torbası yoktur. İşlemden hemen sonra yürüyerek yatağına ya da tuvalete gidebilir; oturarak yemek yiyebilir.
    • Bilek damarında kanama, balonlaşma (anevrizma) ve hasar olma ihtimali çok daha az; kanama kontrolü çok daha kolaydır.
    • Bilek damarı anjiografiye bağlı tamamen tıkansa bile el 2 damardan beslendiğinden elde sorun oluşmaz, oysa kasık damarı hasar görürse bacak riske girebilir.
    • Karın ve kasık bölgesi fazla kilolu olan ya da kasık damarlarında bilinen tıkanıklık bulunan hastalarda bilekten anjiografi uygulaması hem daha kolay hem daha sağlıklıdır.

Periferik Arter Hastalığında (Bacak-Kol Damar Tıkanıklığında) Tedavi

Periferik Arter Hastalıklarında Tedavi yöntemleri

1) Yaşam Tarzı Değişikliği ve İlaç Tedavisi: Hastalığın erken tanısında öncelikle sigaranın bırakılması, şeker ve tansiyon hastalığının tedavisi, kilo verilmesi, yağlı ve şekerli beslenilmemesi, bol ve düzenli yürüyüşler belirgin fayda sağlamaktadır. Diğer taraftan uygulanan damar genişletici ve kan sulandırıcı tedaviler hastalık sürecinin ilerlemesini azaltmaktadır.

2) Periferik Balon ve Stent Uygulamaları: İleri derece darlık veya tıkanıklık tesbit edilen damarlar ince tel ve kateterler vasıtası ile girilerek cerrahi işleme gerek kalmaksızın dikişsiz , damar durumu ve hastalığın derecesine göre balon ve stent uygulamaları ile açılabilmektedir. Öyle ki artık dizaltında ve ayaklardaki ince atardamarlara dahi müdahale edilebilmektedir. Günümüzde ilerleyen sağlık teknolojileri sayesinde özellikle İlaçlı Balon uygulamalarında büyük fayda sağlanılmakta ve sıkça kullanılmaktadır.

3) Operasyon: Damar darlıklarının ileri düzeyde ve büyük damar hastalıkları durumunda vücuttan alınan toplardamar veya suni damarlar vasıtasıyla da tedavi edilebilmektedir.

Bacak Damar Tıkanıklığı (Periferik Arter Hastalığı) Belirtileri Nelerdir?

Periferik arter hastalığı, başlangıçta herhangi bir şikayete neden olmaz.Hastalık ilerlemeye başladıkça yürüme sonrası bacaklarda ağrı ve kramplar olmaya başlar. Önceleri daha uzun mesafe yürüyüşlerde olabilen bu ağrı zamanla daha kısa mesafelerde olmaya başlar. Hastalık sürecinin ilerlemesi ise artık yürüyüşle değil isitrahatte dahi şiddetli ağrılar ve kramplar olabilir. Bu durum damar tıkanıklığının artık ileri sevieyelere ulaştığını göstermektedir. Ağrı yanında bacaklarda özellikle ayaklarda solukluk, soğukluk, zaman zaman uyuşmalar ile de kendini göstermektedir. Daha ileri safhalarda ise ayaklarda tüylerin dökülmesi, renk değişikliği, tırnakların kalınlaşması, ayak ve bacakta açık yaralara kadar gitmektedir. Öyle ki bu yaralar yeterince kanlanma ve oksijenlenme olmadığından iyileşmemekte hatta büyümektedir.

Periferik Arter Hastalığı ( Bacak-Kol Damar Tıkanıklığı) Nedir?

Periferik Arter Hastalığı ; kollara, bacaklara ve iç organlara kan akışını sağlayan atardamarların çoğunlukla ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle tamamen veya kısmen tıkanması nedeniyle oluşan bir hastalıktır. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Risk Faktörleri:
• Sigara
• HDL kolesterol (iyi kolesterol) düzeylerinin kanda düşük olması
• LDL kolesterol (kötü kolesterol) ve trigliserit ( Kan yağları) düzeylerinin kanda yüksek olması
• Diyabetes mellitus (şeker hastalığı)
• Yüksek kan basıncı (hipertansiyon) veya ailede hipertansiyon öyküsü
• Ailede ateroskleroza (damar sertliği) bağlı hastalık öyküsü
• Kronik böbrek yetersizliği
• Aşırı kilo.

Hipertansiyon ile İlgili Yanlış Bilinenler!

Benim vücudum bu değerlere alıştı; Kalp damar sistemimizin belli basınç değerleri üzerinde bunu dengelemek amaçlı refleks yanıtları olsa da sınırlıdır. Sürekli yüksek seyreden tansiyon sinsi bir şekilde vücut hasarlarına devam etmektedir

Şikayetim yokki: Hipertansiyonda şikayetlerin ortaya çıkması artık tansiyonun bünyemizi etkilediği ve organ hasarlarına başladığının göstergesidir. Şikayetin olmadığı dönemlerde tansiyon kontrol altına alınarak bu hasarlar engellenmiş olur.

Tansiyon ilaçları bağımlılık yapar: Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçların bağımlılık potansiyeli bulunmamaktadır.

Zaten diyet tuz kullanıyorum: Ülkemiz tuz tüketiminde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Günlük tuz gereksinimizi yediğimiz ekmekten dahi karşılayabilmekteyiz. Bu nedenle diyet tuz kullanımı tek başına yetersizdir.

Tansiyonum her zaman yükselmiyor, yükselince ilacımı alıyorum:  Hipertansiyon sadece bir süre devam eden bir hastalık değildir. Her kalp atımında bu tansiyon değerleri sağlanmaktadır. Zaten günümüzde kullanılan tansiyon ilaçları 18-24 saat etkinlik gösterek tansiyonu düzenleyebilmektedir.

Zaten ilaç kullanıyorum: İlaç kullanımı tansiyon tedavisinde tek başına yeterli değildir. Bu nedenle mutlak yaşam tarzı değişiklikleri beraberinde sağlanmalıdır.